İslam dininde kediler temizlikle anılmaktadır. Evde evcil hayvan beslenmek istenildiğinde dışarıdan gelen ilk tepkiler, pis oldukları, hijyen açısından sıkıntı yaratacakları düşüncesinde olup sürekli olumsuz düşünceler dile getirilir. Fakat kedi beslemek sünnettir. Hz. Muhammed bir sefer dönüşü, ordunun gidiş güzergahında yeni doğum yapmış, yavruları emziren bir anne kediyi görünce, kedilerin zarar görmemesi için orduyu onların etrafından dolaştırdığı ve kedilerin başına nöbetçi diktiği rivayet edilir. Sefer dönüşü kediyi görmek istemiş ve daha sonra kediyi sahiplenerek ismini Müezza koymuştur.
Kediler sadece bizim dinimizde olmadığı gibi antik çağlardan süregelen biçimde saygı duyulan ve hayran olunan hayvanlardır. Birçok hadiste kedilere zulmü ve öldürülmesini yasaklayan Hz. Muhammed, kedisi Müezza duyduğu sevgiden ötürü rivayet olunan bir hadise göre, sedirde uyuduğu esnada, giysisinin üzerinde uyuyakalan Müezza’yı uyandırmamak adına ucunu keserek kalkmayı tercih etmiştir. Farklı bir rivayete göre ise, Hz. Muhammed, kedisi su içtikten sonra kapta kalan suyla abdest almak üzereyken sahabelerden birisi 'o kedi kaptan su içti deyince' Resulullah ise 'Onlar en temiz ağza sahiptirler' buyurmuş ve abdestini almıştır. (hadisi nakleden Peygamberimizin eşi Hz. Aişe).
İslam dinince kediler kendi kendilerini temizleme alışkanlığına sahip olmaları sebebiyle son derece hayran olunan canlılardır. Günün büyük bir bölümünü uyku dışında kendi hijyenlerine harcarlar. Yemek yedikleri noktalara tuvalet ihtiyaçlarını gidermezler. Tozlu, kirli, pis ortamlardan nefret ederler. Tüm bunların dışında tuvaletlerini dahi buldukları bir kum parçasına yaparak üstünü kapatırlar. Bu nedenle İslam dininde evlere, mescitlere, camilere girişlerine dair olumsuz bir düşünce bulunmamaktadır.
İslam dininin emirlerine uymakla birlikte, tüm canlılar dahilinde, eziyet, işkence, öldürme gibi eylemler katiyen yasaklanmıştır. Herhangi bir hayvana zarar vermek, bir insana zarar vermekle mukayese edilmiştir. Kedilerin karnını doyurmak, önlerine bir kap su koymak ise sünnet kılınmıştır. İslamiyet’te ve İslam dininin yoğun olduğu ülkelerdeki insanların kedi sevgisi zaten sokaklarındaki kedi nüfusundan belli olacaktır. Yurtdışında ve Avrupa’da İstanbul’umuzun kediler şehri olarak anılması ve simgelerinden birisinin de kediler olması ne denli haklı bir davranış içerisinde olduğumuzun göstergelerinden birisidir.
Her ne koşulda olsun tüm canlıların yaşamlarına ve yaşam alanlarına saygı duymalı, onları incitmemeliyiz. Küçük yaşlarda kedi ve hayvan sevgisini çocuklarımıza aşılayarak, tüm doğaya ve canlılara saygılı bireyler yetiştirmenin temellerini atmalıyız. Soğuk günlerinde yiyecek bulmakta zorluk yaşayacak hayvanlar uygun noktalara bir kap mama ve bir kap su koyarak onların ihtiyaçlarını giderebilmesine bir nebzede olsa yardımcı olmaya çalışmalıyız.